AzerTimes türkiyəli yazar Həsən Barının məqaləsini orijinalda təqdim edir:
Adı, Yuri Vladimroviç Romanov, BBS’nin ünlü Rus savaş muhabiri. 1954 Yılında Beyaz Rusya’da doğdu.
1990 yılında, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü üyesi olarak, en sıcak bölgelerdeki savaşlarda görev alıp, buralarda olan biteni kameraya aldıĝı çekimleri büyük televizyon kanalları ve ajanslarda yayınlandı.
Yugoslavya, Çeçenistan-Rusya, Abhazya-Gürcistan-Rusya, Ermənistan-Azerbaycan ve başka ülkelerdeki savaşlarda görev alıp sıcak savaşları çekti.
Romanov’un, savaşlarda aldığı görüntüleri yanına almaya izin verilmediği için, o da yaşadıkları ve savaşın asıl iç yüzünü anlattığı savaştan sonra yazdığı “Ben Savaşı Çektim” ve “Hayatta Kalma Okulu” kitaplarında yayınladı.
Bu kitaplar, şimdi askeri bilgi olarak üniversitelerde ders araç gereci olarak kullanılıyor.
1992 yılında BBS muhabiri olarak savaşı çekmek için Azərbaycan’a gönderildi.
Hocalı soykırımını, Çingiz Mustafayev ile şahit olup, Ağdam, Hocavent bölgesi’ndeki savaşları çekdi.
1993 yılında Ağdamdam’ın Güllüce Köyü’ndə devam eden savaşlarda Azərbaycanlı dokuz askerle birlikte Ermeni birleşmiş terrör topluluğu tarafından esir alınır.
Romanov’un bizi ilgilendiren hayat hikayesi esir alındıktan sonra başlar.
Tam bilgimiz olmasa da dokuz kişilik Azerbaycan Askeri birliği infaz edilerek Şehit edilir.
Romanov’un, gazeteci olduğunu öğrenince Ermeniler yapılan savaşları görüntüye alması şartıyla öldürmeyip yaşamasına izin verirler.
Aşağıdaki ismi geçen Ermeni komutanların yapmış olduğu birçok katliama tanıklık ederek belgeler:
Georgi Petrosyan – general
Ara Abramyan – komutan
Osipyan – tarih hocası olmuş, sonra savaşta komutan olmuş
Karen Gevorkiyan – komutan
Ermeniler, Dünya bizden yana, hepte böyle devam edecek mantığıyla; Romanov’un şahit oldugu olayları kendi aleyhine kullanma ihtimalini pek önemsemezler.
Devranın, devlet ve insan kafasında aynı kalacağı yönünde saplantı oluşturmasının yanında; aynı zamanda dönmek gibi garip bir adeti de var!
Ve öyle olur;
Gün olur devran döner!
Ermeni katliamları ile ilgili yazdıkları Ermenistan aleyhine kullanılmaya başlar.
Azerbaycan ve Şehit yakınları;
Cebrayil Bölgesi’nde, köylerini, namuslarını, ceddinin mezarlarını korumak için topraklarını terketmek istemeyip, girişteki köprüyü düşman işgaline karşı tutmak için silahlanır kopru kenarında mevzilenmek için giderler. Sonrasına da yıllarca haber alınamayan, hiçbir izine rastlanmayan altı kahraman savaşçımız olan;
İbrahimov Server Reşit oğlu
Rüstemov Novruz İbiş oğlu
Allahquliyev Mahir Mehemmed oğlu,
Memmedov Sefter Novruz oğlu,
Memmedov Mezahir Mehemmed oğlu,
Həmidov Şemsi Mehemmed oğlu’nun,
Şehitlik mertebesiyle biten akıbetlerini, Şehitlikleri sonrası naaşlarına layık gorülenleri;
Romanov’un “Savaşı Gördüm” adlı kitabının 116. sayfasından öğreniyoruz.
Aldığım bilgiye göre de;
Bu bilgiyi Azerbaycan Devleti, suç duyurusu olarak kabul edip, kitaptaki bilgileri delil olarak kullanıp Ermenistan’ı, Uluslararası Mahkeme’ye vermeyi düşünüyor.
Türkiye’deki insanlar da, Ermenilerin kardeşlerimize yaptığı insanlık dışı zulmü soykırımı öğrensinler diye, Romanov’un Rusça yazmış olduğu kitabı gazeteci bacım Nigar Ögeday Abdullazade ile Türkiye Türkçesi’ne çevirip yayınlatmayı düşünüyoruz.
Milliyetçi bir nefer olarak;
Yapılan bu zulmü tarihi delil olarak sunduğu için Romanov’a minnettarlığımı belirtmeyi bir borç bilirim.
Allah, bütün şehitlerimize rahmet eylesin!